Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.
- The gardener planted a rose tree in the middle of the garden.
Gül yetiştirmekte iyiyim.
- I am good at raising roses.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
- Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
Pembe ve gül benzer renklerdir.
- Pink and rose are similar colors.
Pembe güller güzeldir.
- Pink roses are beautiful.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Bir şişe roze, lütfen.
- A bottle of rosé, please.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.
- We'd like a bottle of rosé.
rose pink colour:.
... HEY, WAIT A MINUTE. BETTY'S GOT A ROSE. ...
... People rose out of poverty, because everybody ...