Onun sırrını ortaya çıkarmakla tehdit ettim.
- I threatened to reveal his secret.
Onlara ne demek istediğini söyle.
- Tell them what you mean.
Bana ne demek istediğini söyle.
- Tell me what you mean.
Bu çok ilginç deney senin mesleki kişiliğini meydana çıkarmaktadır.
- This very interesting test reveals your professional personality.
Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
- To tell the truth, she is my girlfriend.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
Seni sırlarımı açığa vurmaktan vazgeçiremem. Ancak, yapmaman için yalvarıyorum.
- I can't stop you from revealing my secrets. However, I beg you not to.
Tom zorunda olduğunun daha fazlasını açığa vurmak istemedi.
- Tom didn't want to reveal more than he had to.
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
- I want to tell you something important.
Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
- It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
Sırrını açığa çıkarmak istemiyordu.
- She was reluctant to reveal her secret.
Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
- There is nothing concealed that will not be revealed.
O, sırrını açığa çıkardı.
- She revealed her secret.
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Lütfen adresini bana söyle.
- Please tell me your address.
Bu mektuplar onun dürüst bir kadın olduğunu gösteriyor.
- These letters reveal her to be an honest lady.
Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyeceğim.
- I'll tell you everything you want to know.
Tom bilmek istediğini sana söylemez.
- Tom won't tell you what you want to know.
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
- There's no telling what'll happen.
Ne zaman geleceğini tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling when they will come.
Time will tell what became of him.
The reveal in that movie was great.
... something that I would like to reveal. ...
... Actually, I can exclusively reveal here at Google that I ...