to relate, utter, inform , report, count, reckon

listen to the pronunciation of to relate, utter, inform , report, count, reckon
Englisch - Türkisch

Definition von to relate, utter, inform , report, count, reckon im Englisch Türkisch wörterbuch

tell
{f} demek

Bununla ne demek istediğini bana söyleyebilir misin? - Can you tell me what you mean by that?

Bize ne demek istediğini söyle. - Tell us what you mean.

tell
anlatmak

O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi. - He didn't hesitate to tell his wife the truth.

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

tell
söylemek

Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez. - To tell the truth, this matter does not concern it at all.

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım. - I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.

tell
nakletmek
tell
belli olmak
tell
göstermek
tell
seçmek
tell
söyle

Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin? - Could you please tell me why you love her?

Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin? - Can you please tell me what time the train leaves?

tell
bilmek

Tom bilmek istediğini sana söylemez. - Tom won't tell you what you want to know.

Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyeceğim. - I'll tell you everything that you want to know.

tell
tahmin etmek

Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil. - There's no telling what'll happen.

Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil. - There is no telling what he is thinking.

tell
belli etmek
tell
etkili olmak
tell
tembihlemek
tell
tell söyle
tell
ark höyük
Englisch - Englisch
{v} tell
to relate, utter, inform , report, count, reckon
Favoriten