Tüm delegeler, onu onaylamak için oy verdi.
- All the delegates voted to approve it.
İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
- The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.
Ben, öneriyi onaylıyorum.
- I approve the suggestion.
Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
- Father will never approve of my marriage.
Üslubunu her zaman tasvip etmiyorum.
- I don't always approve of his methods.
Bazı insanlar profesyonel beyzbolü tasvip etmiyor.
- Some people don't approve of professional baseball.
We approve the measure of the administration, for it is an excellent decision.