to reconnoitre, explore (an area)

listen to the pronunciation of to reconnoitre, explore (an area)
Englisch - Türkisch

Definition von to reconnoitre, explore (an area) im Englisch Türkisch wörterbuch

discover
{f} keşfetmek

Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı. - He risked his whole fortune to discover new oil fields.

Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır. - The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.

discover
discoverer kâşif
discover
{f} ortaya çıkarmak
discover
meydana çıkarmak
discover
çıkarmak
discover
bulgulamak
discover
karşılaşmak
discover
bulmak

Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur. - The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.

Araştırma tehlikelidir. Bazen hiç bulmak istemediğin bir şeyi bulursun. - Searching is dangerous. Sometimes you discover something you didn't at all want to find.

discover
keşfet

Bugün Ruslar geliyor! Ruslar geliyor! adında bir filmin olduğunu keşfettim. - Today I discovered that there's a movie called The Russians are coming! The Russians are coming!

Bir aydın, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş bir kişidir. - An intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex.

discover
farkına varmak
discover
{f} farketmek
discover
bulan kimse
discover
keşfeden kimse
discover
(fiil) keşfetmek, ortaya çıkarmak, bulmak; farketmek, anlamak
discover
discoverable keşfi mümkün
Englisch - Englisch
discover

they seyde the same, and were aggreed that Sir Clegis, Sir Claryon, and Sir Clement the noble, that they sholde dyscover the woodys, bothe the dalys and the downys.

to reconnoitre, explore (an area)
Favoriten