Onun adını hatırlamak çok zordur.
- His name is very difficult to remember.
Biraz süt almayı hatırlamak zorundayım.
- I have to remember to buy some milk.
O olayı hatırlaman için çok yaşlı olmana gerek yok.
- You don't have to be very old to remember that event.
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
- My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
Pencereleri kapatmayı unutmayın.
- Remember to shut the windows.
Lütfen mektubu postalamayı unutmayın.
- Please remember to mail the letter.
Bütün yapman gereken, bu üç basit adımı unutmamak.
- All you need to do is remember these three very simple steps.
Yarın bu kitabı satın almayı unutmamak zorundayım.
- I have to remember to buy this book tomorrow.
Her set gaze gathered.