Tom'u hapishaneye koymak için yapmak zorunda olduğum her şeyi yapacağım.
- I'll do whatever I have to do to put Tom behind bars.
Onu bu hastaneye koymak gerekli değildir.
- It's not necessary to put him in the hospital.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Tom'u hapishaneye koymak için yapmak zorunda olduğum her şeyi yapacağım.
- I'll do whatever I have to do to put Tom behind bars.
Etinin üzerine biraz tuz koy.
- Put some salt on your meat.
Lütfen kitabı rafa koy.
- Please put the book on the shelf.
Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın.
- You should put something in your stomach before you go.
Kağıtları sıraya koymayı denemekten vazgeçti.
- He has given up trying to put the papers in order.
Sana bir zahmet çıkarmak istemiyorum.
- I don't want to put you to any trouble.
Bu kazak çıkarmak ve giymek için rahat.
- This sweater is comfortable to take off and put on.
Yangını söndürmek uzun bir süre aldı.
- It took a long time to put out the fire.
Yangını söndürmek için birlikte çalıştılar.
- They worked together to put out the fire.
Açık söylemek gerekirse, o yanılıyor.
- To put it bluntly, he's mistaken.
Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
- To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
Yanlış yaptığımız şeyi düzeltmek zorundayız.
- We have to put right what we have done wrong.
Soru sormak istiyorsanız lütfen elinizi kaldırın.
- If you want to ask a question, please put your hand up.
Bir soru sormak için elini kaldırdı.
- She put up her hand to ask a question.
Özel eşyalarımı saklamak istiyorum.
- I'd like to put my belongings away.
Her yazar açıkça yazmak için kendini okuyucunun yerine koymalı.
- Every writer, in order to write clearly, must put himself in his reader's shoes.
Tom yazmaktan vazgeçti ve kalemini bıraktı.
- Tom quit writing and put down his pen.
Belki onu başımdan atmak için bir şey yaptım.
- Maybe I did something to put him off.
Canlı bir ıstakozu kaynar su dolu bir kaba atmak acımasızca.
- It's cruel to put a live lobster into a pot of boiling water.
Ben geçmişi arkamızda bırakmak istiyorum.
- I'd like to put the past behind us.
Onu arkamızda bırakmak zorundayız.
- We've got to put that behind us.
Hesaba biraz para koymak istiyorum.
- I'd like to put some money into my account.
Sana baskı yapmak için burada değilim.
- I'm not here to put pressure on you.
Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.
- I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.
Şimdi gitmek zorundayım. Eşyalarımı nereye koyduğumu gördün mü?
- I have to go now. Did you see where I put my things?
Yarın randevuma gitmek için hangi elbiseleri giymem gerektiğini düşünüyorsun?
- What clothes do you think I should put on to go to my date tomorrow?
Kendimi üniversiteye yerleştirmek için bir garson olarak çalıştım.
- I worked as a waiter to put myself though college.
Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir.
- Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.
Bir saati parçalara ayırmak onu monte etmekten daha kolaydır.
- Taking a watch apart is easier than putting it together.
Beni rezil etmek için çok çabaladın, değil mi?
- You've tried so hard to put me to shame, haven't you?
Bir at üzerinde para yatırmak akıllıca değil.
- It is not wise to put your money on a horse.
Bir at üzerinde para yatırmak akıllıca değil.
- It is not wise to put your money on a horse.
Çocukları yatırmam gerek.
- I have to put the kids to bed.
Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
- I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
Masamın altına bir kilim koydum.
- I put down a rug under my desk.
She put her books on the table.
The old put wanted to make a parson of me, but d—n me, thinks I to myself, I'll nick you there, old cull; the devil a smack of your nonsense shall you ever get into me.
He bought a January '08 put for Procter and Gamble at 80 to hedge his bet.
When you put it that way, I guess I can see your point.
I don't understand why people idolize criminals.
- İnsanların suçluları neden putlaştırdıklarını anlamıyorum.
... we have put those things aside and placed our collective shoulder ...
... days, and then put it back on again. He was able to innovate really, really fast, in a ...