Sami, Leyla'nın yediği hamur işlerinden bazılarına bakteri enjekte etti.
- Sami injected bacteria in some of the pastries Layla ate.
Onların bana zehir enjekte ettiklerini düşünüyorum.
- I think they've injected me with poison.
The nurse injected a painkilling drug into the veins of my forearm.