to provide with an advantage

listen to the pronunciation of to provide with an advantage
Englisch - Türkisch

Definition von to provide with an advantage im Englisch Türkisch wörterbuch

advantage
yarar

Onun masumiyetinden yararlanmamalısın. - You must not take advantage of her innocence.

Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur. - It would be to your advantage to prepare questions in advance.

advantage
{i} avantaj

Güçlü yen firmamız için avantajlıydı. - The strong yen was advantageous to our company.

Bu teknolojinin avantajı nedir? - What is the advantage to this technology?

advantage
{i} fayda

Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı. - He saw no advantage in waiting any longer.

Fırsattan tam olarak faydalandı. - She took full advantage of the opportunity.

advantage
istifade

John Bill'in zayıflığından istifade etti. - John took advantage of Bill's weakness.

Yürüyüşe çıkmak için tatilden istifade edelim. - Let's take advantage of the vacation to go on a hike.

advantage
üstünlük sağlayan şey
advantage
üstünlük

Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar. - They tried very hard to gain an advantage over one another.

advantage
{i} menfaat
advantage
{i} çıkar

Ama ondan başka bir çıkarım vardı. - But I had another advantage in it.

advantage
yarar kazanımı
advantage
yarar sağla
Englisch - Englisch
advantage
to provide with an advantage

    Silbentrennung

    to pro·vide with an ad·van·tage

    Türkische aussprache

    tı prıvayd wîdh ın ädväntîc

    Aussprache

    /tə prəˈvīd wəᴛʜ ən adˈvantəʤ/ /tə prəˈvaɪd wɪð ən ædˈvæntɪʤ/
Favoriten