to protuberate; to bulge out; as, a cask swells in the middle

listen to the pronunciation of to protuberate; to bulge out; as, a cask swells in the middle
Englisch - Türkisch

Definition von to protuberate; to bulge out; as, a cask swells in the middle im Englisch Türkisch wörterbuch

swell
şişmek
swell
{i} şişkinlik
swell
{s} harika
swell
şişkinleşmek
swell
(Askeri) soluğan
swell
(Denizbilim) ölüdalga
swell
kalite
swell
şişirmek
swell
sesin yükselmesi
swell
{s} güzel
swell
{i} şiş

Tom bileğini burktu ve o şişti. - Tom twisted his ankle and it swelled up.

Diş ağrısı onun yüzünü şişirdi. - The toothache made his face swell up.

swell
{i} züppe

Sen züppe bir adamsın, Tom. - You're a swell guy, Tom.

swell
{s} şık (giyinim)
swell
{f} koltukları kabarmak
swell
{f} rüzgârla şişmek
swell
{i} kodaman
swell
artırmak çoğaltmak
swell
{f} dolmak
swell
{f} boşalmak (göztaşı vb.)
swell
crescendo ve takiben diminuendo yapmak
Englisch - Englisch
swell
to protuberate; to bulge out; as, a cask swells in the middle
Favoriten