Raporumu düzeltmek için zamanım yoktu.
- I didn't have time to proofread my report.
Raporunu düzeltmek için zamanın yoktu.
- You didn't have time to proofread your report.
Denememi düzeltir misin?
- Could you proofread my essay?
Bunun bir düzelticiye ihtiyacı var.
- This needs a proofreader.
Mary'yi öldüren kişinin Tom olduğuna dair bir kanıtım var.
- I have proof that Tom is the one who killed Mary.
Senin annenin kolyesini çalanın Tom olduğuna dair hangi kanıtın var?
- What proof do you have that Tom was the one who stole your mother's necklace?
Deliliniz olmadığı sürece bu konuşma hiç olmadı.
- So long as you have no proof, this conversation never happened.
Şimdiye kadar hiçbir delil bulunmadı.
- No proof was ever found.
Denememi düzeltir misin?
- Could you proofread my essay?
Bir şeyi denemeden bilemezsin.
- The proof is in the pudding.
Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır.
- He is proof against temptation.
O benim yazımı düzeltti.
- He proofread my manuscript.
Tom, Mary'nin taslağını düzelterek iyi bir iş yaptı.
- Tom did a good job proofreading Mary's rough draft.