Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.
- Check the enemy's progress before they reach the town.
Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
- The event was forgotten in progress of time.
Onun sınıftaki gelişimi beni cesaretlendiriyor.
- I am encouraged by his progress in class.
Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.
- Oil has played an important part in the progress of Japanese industry.
Kız kardeşim İngilizcede önemli bir gelişme kaydetti.
- My sister has made remarkable progress in English.
İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.
- He made remarkable progress in English.
Tom henüz çok aşama kaydetmedi.
- Tom hasn't made much progress yet.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
- He is making good progress in playing the piano.
Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi?
- Have you made progress in your studies?
Düşman kasabaya ulaşmadan önce, onların ilerlemesini durdurun.
- Check the enemy's progress before they reach the town.
İş şimdi devam etmektedir.
- The work is now in progress.
İleri gitmek kaçınılmaz.
- Progress is unavoidable.
They progress through the museum.
Societies progress unevenly.
... there is more technological progress, more that can be emulated than ever before. ...
... And that was not-- I did not make progress. ...