to produce, make, or bring about without waste, extra expense, time, or labor

listen to the pronunciation of to produce, make, or bring about without waste, extra expense, time, or labor
Englisch - Türkisch

Definition von to produce, make, or bring about without waste, extra expense, time, or labor im Englisch Türkisch wörterbuch

efficient
{s} verimli

İnsanlar yaşlanırken, beyin hücreleri daha az verimli olur. - As people get older, their brain cells become less efficient.

Ben çok verimli olduğumu umuyorum. - I hope I am very efficient.

efficient
iş bilir
efficient
yüksek verimli
efficient
yaman
efficient
iyi çalışan
efficient
hızlı ve verimli

Tom iyi bir çalışandır. O işleri hızlı ve verimli bir şekilde yaptırır. - Tom is a good employee. He gets things done quickly and efficiently.

efficient
{s} etkili

Tom genellikle çok etkili, değil mi? - Tom is usually very efficient, isn't he?

Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar. - The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.

efficient
etkin,verimli
efficient
(sıfat) işgüzar, yeterli, ehliyetli, etkili, verimli, becerikli, rasyonel
efficient
efficient cause tesir edici sebep
efficient
{s} rasyonel
efficient
becerikli olarak
efficient
randıman oranı yüksek olan
efficient
tesirli
efficient
{s} yeterli
efficient
(Mukavele) etkin, randımanlı; yeterli, ehliyetli
efficient
işbilir
efficient
{s} işgüzar
efficient
{s} hızlı ve verimli çalışan, randımanlı
efficient
{s} ehliyetli
Englisch - Englisch
efficient
to produce, make, or bring about without waste, extra expense, time, or labor

    Silbentrennung

    to produce, make, or bring a·bout with·out waste, ex·tra expense, time, or la·bor

    Aussprache

Favoriten