Yangını görmek için bir kalabalık toplandı.
- A crowd gathered to see the fire.
Bir kalabalık olay yerinde toplandı.
- A crowd gathered at the scene.
Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.
- There was a crowd of people at the entrance of the theater.
Böyle bir insan kalabalığını hiç görmedim.
- Never have I seen such a crowd of people.
Bu kalabalık bana Tokyo caddelerini hatırlatıyor.
- This crowd reminds me of the streets of Tokyo.
Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
- Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
- There was a crowd of students waiting in front of the library.