Oyunu ertelemek zorunda kalacağız.
- We will have to postpone the game.
Ben randevumu ertelemek zorunda kaldım.
- I had to postpone my appointment.
Toplantı, bu ayın 20'sine ertelenecek.
- The meeting will be postponed till the 20th of this month.
Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
- I postponed doing my housework for a few hours.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided to postpone his departure.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
- We should probably postpone the competition.
Mahkeme, 1 Mart günü öğleden sonra saat 3'e kadar ertelendi.
- The court is adjourned until 3:00 p.m. on March 1st.
Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
- The meeting was adjourned until the next week.
Komite üyeleri oturuma son vermek istese de, başkan devam etmek istiyor.
- The Chair wants to continue, even though the committee members want to adjourn.
NASA will roll back the shuttle launch due to bad weather.