Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the game due to rain.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the gathering because of rain.
Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
- I postponed doing my housework for a few hours.
Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.
- I don't know why the meeting was postponed.
Tom ve Mary bir hafta süreyle partiyi erteleme kararı aldı.
- Tom and Mary agreed to postpone the party for a week.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
- We should probably postpone the competition.
2.30'a kadar ertelendik.
- We are adjourned until 2:30.
Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
- The meeting was adjourned until the next week.
Komite üyeleri oturuma son vermek istese de, başkan devam etmek istiyor.
- The Chair wants to continue, even though the committee members want to adjourn.
NASA will roll back the shuttle launch due to bad weather.