to position (something) by folding it

listen to the pronunciation of to position (something) by folding it
Englisch - Türkisch

Definition von to position (something) by folding it im Englisch Türkisch wörterbuch

turn
açmak

Eve vardığında Tom'un her gün yaptığı ilk şey TV'yi açmaktır. - The first thing Tom does every day when he gets home is turn on the TV.

Radyoyu açmak için butona bastım. - I pressed the button to turn the radio on.

turn
{f} dön

Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi. - Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.

Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner. - The leaves of the trees turn yellow in fall.

turn
kıvırmak
turn
büklüm
turn
sapmak
turn
sürpriz
turn
heyecan

O, bu elbiseyi giydiği zaman beni heyecanlandırır. - He turns me on when he wears those clothes.

O, aşkını heyecanlandırdı. - She turned on her lover.

turn
dönmek

Geri dönmek zorunda kalacağız. - We're going to have to turn back.

Geri dönmek zorundayız. - We have to turn back.

turn
döndürmek

Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür. - Turning the steering wheel makes the car turn.

turn
değişim
turn
sıra

Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler. - They sang on the stage in turn.

Sonunda onun sırasıydı. - It was her turn at last.

turn
katlamak
turn
dönemeç
turn
{i} dönüş

Tom çoğunlukla dönüş sinyalini kullanmayı unutur. - Tom often forgets to use his turn signal.

Mart 1841 sonlarına doğru onun soğuk algınlığı pnömoniye dönüştü. - Late in March 1841, his cold turned into pneumonia.

turn
yön değiştirme
turn
yönelme
turn
{f} ekşimek
turn
istidat
turn
(Askeri) DÖNÜŞ: Bir uçağın, istikamet değiştirmek için yaptığı manevra
Englisch - Englisch
turn

Turn the bed covers.

to position (something) by folding it
Favoriten