Bir ormanı yakmak için bir kıvılcım yeterli olur.
- A spark would be enough to burn a forest.
Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.
- There are sparks flying out of the electric socket.
Onun gözleri elmas gibi parladı.
- Her eyes sparkled like diamonds.
Yıldızlar elmas gibi parıldıyor.
- The stars sparkle like diamonds.