O, ayakkabılarını giymek için durdu.
- He stopped to put on his shoes.
O, ayakkabılarını giymek için eğildi.
- He stooped to put on his shoes.
Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
- Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.
Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.
- She took off her old shoes and put on the new ones.
Can you put on The Sound of Music? I'd like to see it again.