Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
- The more you suffer in life, the more compassionate you become.
Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
- Compassion is the basis of all morality.
Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
- The more you suffer in life, the more compassionate you become.
Tom çok merhametliydi.
- Tom was very compassionate.
Senin şefkatin nerede?
- Where is your compassion?
Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Haberlerde sürekli yer alan trajik olaylar yüzünden birçok insan şefkat yorgunluğu çekiyor.
- Many people are experiencing compassion fatigue because of the constant tragedies being reported in the news.
Ben çocuk için merhamet hissettim.
- I felt pity for the boy.
Ben merhametini istemiyorum.
- I don't want your pity.
Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
- It is a pity that the singer died so young.
Ne yazık ki gelemezsin.
- It's a pity that you can't come.
Böylesine bir aptal için hiç acımam yok.
- I don't have any pity for such a fool.
Tom'un yüzü acıma doluydu.
- Tom's face was full of pity.
Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı.
- Tom's lack of compassion surprised Mary.
'Tis Pity She's a Whore — title of novel by John Ford.