to pierce, bore, penetrate, tingle, sun

listen to the pronunciation of to pierce, bore, penetrate, tingle, sun
Englisch - Türkisch

Definition von to pierce, bore, penetrate, tingle, sun im Englisch Türkisch wörterbuch

thrill
heyecan

O, yeni işinde heyecanlanıyor. - He's thrilled with his new job.

En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu. - In the most thrilling moment, everyone looked very tense.

thrill
{f} heyecanlanmak
thrill
{i} büyük heyecan

Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor. - They do it just for the thrill of it.

thrill
{f} etkilemek
thrill
çok heyecanlandırmak
thrill
büyük heyecan duymak
thrill
(Tıp) trombositopeni
thrill
heyecan verici şey
thrill
korku

Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum. - I don't like rural horror thrillers.

Onun hikayesi beni korkudan titretti. - His story thrilled me with horror.

thrill
{f} heyecanlan

Herkes onun hikayesi tarafından çok heyecanlandı. - Everybody was thrilled by his story.

O, yeni işinde heyecanlanıyor. - He's thrilled with his new job.

thrill
heyecanlandırmak
thrill
{f} titremek
thrill
{i} titreme
Englisch - Englisch
{v} thrill
to pierce, bore, penetrate, tingle, sun
Favoriten