En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.
- In the most thrilling moment, everyone looked very tense.
O, yeni işinde heyecanlanıyor.
- He's thrilled with his new job.
Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor.
- They do it just for the thrill of it.
Tom'un delinmiş bir kulağı var.
- Tom has a pierced ear.
Kulaklarımı deldirdim.
- I got my ears pierced.
Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum.
- I don't like rural horror thrillers.
Onun hikayesi beni korkudan titretti.
- His story thrilled me with horror.
Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.
- My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
Herkes onun hikayesi tarafından çok heyecanlandı.
- Everybody was thrilled by his story.
The diver pierced the surface of the water with scarcely a splash.
That guys such a legend. Yeah, what a Pierce.