Tom pastayı altı parçaya böldü.
- Tom cut the pie into six pieces.
Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.
- Please write the answer on this piece of paper.
Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var.
- I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.
O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
- She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children.
O, kit'in çok akıllı bir parçasıdır.
- It's a very clever piece of kit.
Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
- She became rich by making ceramic pieces.
Baba! Bu güzel sanat eserini nasıl anlayamıyorsun?
- Dad! How can you not understand this beautiful piece of art?
Her şey iyi giderse, ben günde 2-3 adet yapabilirim.
- If all goes well, I can make 2-3 pieces per day.
Bana üç adet somon ver.
- Give me three pieces of salmon.
İşte bir parça kağıt.
- Here's a piece of paper.
İşte bir parça şeker.
- Here's a piece of candy.
Biraz bekleyin. Orada fazlasıyla siyah satranç taşı var.
- Hang on a minute. There's quite a few black chess pieces over there.
O dağa tırmanmak çok oyuncağıydı.
- Climbing that mountain was a piece of cake.
Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.
- I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them.
The announcer is wearing a new piece.
Ugh, my new computer is such a piece. I'm taking it back to the store tomorrow.
I got a piece at lunchtime.
He's packin' a piece!.
She got a piece of the ball ... and it's going foul.
She played two beautiful pieces on the piano.
I just love my nieces 'to pieces.
... this piece experienced are upset with dozens of germs ...
... any piece of information. We blink, we can recognize any object, recognize any person, ...