Fotoğrafımızı çektirelim.
- Let's get our photograph taken.
Babama fotoğrafımı çektirdim.
- I had my photograph taken by my father.
Puro içen bir eşeği fotoğraflamak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu.
- All attempts to photograph a donkey smoking a cigar failed.
Görevim belgeleri fotoğraflamak.
- My mission is to photograph the documents.
Bu yeni bir fotoğraf mı?
- Is this a recent photo?
Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdiler.
- They showed me a lot of beautiful photos.
Seni vurmak istemiyorum.
- I don't want to shoot you.
Atımı vurmak zorunda kaldım.
- I had to shoot my horse.
Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.
- Shooting from a low angle makes your legs appear longer.
She photographs well. The camera loves her.
I'm a professional photographer.
- I am a professional photographer.
A photograph can't explain the reasons.
- A photograph cannot explain the reasons.
... Look at the sky in this photograph. ...
... you don't take a photograph. ...