Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
- I'm glad to hear that she is unmarried.
Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
- The old man was hard of hearing.
Teorilerinden bir tane daha işitmekle ilgilenmiyorum.
- I'm not interested in hearing any more of your theories.
Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
- I don't want to hear any more excuses.
Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misin?
- Would you like to hear the new song I'm working on?
Biz bir sonuca ulaşmadan önce, Tom'un görüşünü en azından bir kez dinlemek istiyorum.
- I'd like to hear Tom's opinion at least once before we come to a conclusion.
Sınıftaki herkes şiiri ezbere öğrenmek zorunda.
- Everyone in the class has to learn the poem by heart.
Tom'un Fransızca öğrenmek istediğini duydum.
- I heard that Tom wanted to learn French.
Ben bu işitme cihazı için 20.000 yen ödedim.
- I paid twenty thousand yen for this hearing aid.
Herkes işitebilsin diye lütfen yüksek sesle oku.
- Please read it aloud so that everyone can hear.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
- I'm looking forward to hearing from you soon.