Köpeği yere koymak zorundaydık. - We had to put down the dog.
Köpeği yere koymak zorundaydık.
We had to put down the dog.
Tom yazmaktan vazgeçti ve kalemini bıraktı. - Tom quit writing and put down his pen.
Tom yazmaktan vazgeçti ve kalemini bıraktı.
Tom quit writing and put down his pen.
We put down a $1,000 deposit.