Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır.
- It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising.
Onun şeyleri abartmak için bir eğilimi var gibi görünüyor.
- She seems to have a tendency to exaggerate things.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Tom abartma eğilimindedir.
- Tom tends to exaggerate.
Her şeyi abartmak istemiyorum.
- I don't want to overstate things.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Tom abartma eğilimindedir.
- Tom tends to exaggerate.
Her şeyi abartmak istemiyorum.
- I don't want to overstate things.
Şirket kârını abarttı.
- The company overstated its profits.
Her şeyi abartmak istemiyorum.
- I don't want to overstate things.
Burada konuları abartmayalım.
- Let's not overstate matters here.
I think it is overstating matters to say that an hour online is spending all night on the computer.