Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.
- For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be.
Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.
- I never argued with my stepmother, nor she gave me the reasons.
Tom'un şimdi mutlu olmak için iyi bir gerekçesi var.
- Tom now has a good reason to be happy.
Onu niçin uygulamamam gerektiğinin sebebini anlamıyorum.
- I see no reason why I shouldn't put it into practice.
Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
- To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
to reason down a passion.