to offer up prayers, entreat, beseech

listen to the pronunciation of to offer up prayers, entreat, beseech
Englisch - Türkisch

Definition von to offer up prayers, entreat, beseech im Englisch Türkisch wörterbuch

pray
dua etmek

Biz dua etmek için diz çöktük. - We knelt down to pray.

Dua etmek için dizlerinin üstüne çöktü. - She went down on her knees to pray.

pray
{f} namaz kılmak
pray
dua

Hepimiz Japonya için dua ediyoruz. - We are all praying for Japan.

Tom her zaman yemekten önce dua eder. - Tom always prays before eating.

pray
dua okumak
pray
yalvarma

Leyla yalvarmaya başladı. - Layla started praying.

pray
yakarmak
pray
dua et

Tom yardım için Tanrı'ya dua etti. - Tom prayed to God for help.

Biz dua etmek için diz çöktük. - We knelt down to pray.

pray
{f} af dilemek

Leyla af dilemek için dua etti. - Layla prayed for forgiveness.

pray
{f} yalvarmak
pray
{f} ibadet etmek
pray
{f} rica etmek
Englisch - Englisch
{v} pray