to occupy a given position permanently

listen to the pronunciation of to occupy a given position permanently
Englisch - Türkisch

Definition von to occupy a given position permanently im Englisch Türkisch wörterbuch

sit
{f} (bir yerde) kalmak, durmak; bulunmak: The statue's been sitting in that corner for years. Heykel yıllardır o
sit
{f} oturuma katılmak
sit
{f} poz vermek
sit
toplantı yapmak
sit
otur

Nerede oturmak istiyorsun? - Where do you want to sit?

Senin yanına oturabilir miyim? - Can I sit beside you?

sit
{f} kuluçkaya yatmak
sit
{f} yola getirmek
sit
ressam veya heykeltıraşa modellik etmek
sit
resim çektirmek için poz vermek
sit
{f} (sat, --ting)
sit
binip oturmak
sit
{f} burnunu sürtmek
sit
{f} konmak
sit
(for ile) (sınava) girmek
sit
görev almak
sit
{f} binmek
sit
oturmak

Oturmak istiyor musunuz? - Do you want to sit down?

Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı. - I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.

sit
(fiil) oturmak, poz vermek, modellik yapmak, sınava girmek, konmak, tünemek, kuluçkaya yatmak, toplanmak, oturuma katılmak, tam oturmak, yola getirmek, burnunu sürtmek, binmek, oturtmak
Englisch - Englisch
sit

The temple has sat atop that hill for centuries.

to occupy a given position permanently

    Silbentrennung

    to oc·cu·py a giv·en po·si·tion per·ma·nent·ly

    Türkische aussprache

    tı äkyıpay ı gîvın pızîşın pırmınıntli

    Aussprache

    /tə ˈäkyəˌpī ə ˈgəvən pəˈzəsʜən ˈpərmənəntlē/ /tə ˈɑːkjəˌpaɪ ə ˈɡɪvən pəˈzɪʃən ˈpɜrmənəntliː/
Favoriten