John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Onun 100 dolardan az parası yok.
- He has not less than 100 dollars.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
- If it had not been for her help, you would never have done it.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
That is not red, it's orange.
... getting a science and math degree-- science and math ...
... mean-- to some degree, especially us ...