to negotiate, discuss terms, bargain (for or with)

listen to the pronunciation of to negotiate, discuss terms, bargain (for or with)
Englisch - Türkisch

Definition von to negotiate, discuss terms, bargain (for or with) im Englisch Türkisch wörterbuch

treat
muamele etmek
treat
{f} tedavi etmek

Çay ağacı yağı akneyi tedavi etmek için kullanılabilen doğal bir çözümdür. - Tea tree oil is a natural remedy that can be used to treat acne.

Akupunktur genellikle ağrıyı tedavi etmek için kullanılır. - Acupuncture is often used to treat pain.

treat
{f} davranmak

Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici. - It's shameful to treat a child so cruelly.

İnsanlara böyle davranmak doğru değil. - It's not right to treat people like this.

treat
{i} ısmarlama

Lütfen önümüzdeki hafta sana akşam yemeği ısmarlamama izin verir misin? - Would you please allow me to treat you to dinner next week?

Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum. - I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.

treat
{i} ikram

O, her birimize bir dondurma ikram etti. - She treated each of us to an ice cream.

Tom kendine büyük bir tabak dondurma ikram etti. - Tom treated himself to a large dish of ice cream.

treat
geçirmek
treat
saymak
treat
elden geçirmek
treat
vermek
treat
zevk
treat
düşünmek
treat
kimyasal işleme tabi tutmak
treat
hoş şey
treat
(Tıp) Tedavi etemk
treat
{f} ısmarlamak

Tüm yardımlarına teşekkür etmek amacıyla sana öğle yemeği ısmarlamak istiyorum. - I'd like to treat you to lunch to thank you for all your help.

treat
kimyevi bir tesire maruz bırakmak
treat
(isim) ikram, ziyafet, ısmarlama, zevk, zevk veren şey
treat
{i} zevk veren şey
Englisch - Englisch
treat

I wouldn't promote businesses I considered immoral – ambulance-chasing lawyers or online roulette for example – but I've got nothing against computer or software manufacture: they're important and any reputable company in that industry is welcome to treat for my services.