to move in a specified direction. heading towards something

listen to the pronunciation of to move in a specified direction. heading towards something
Englisch - Türkisch

Definition von to move in a specified direction. heading towards something im Englisch Türkisch wörterbuch

head
{i} baş

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar. - Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır. - Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu. - Everyone was delighted by this morning's headlines.

Haber başlıklarını gördün mü? - Have you seen the headlines?

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Two heads are better than one.

Bir fincan kahve kafamı aydınlattı. - A cup of coffee cleared my head.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
Englisch - Englisch
head

I'm fed up working for a boss. I'm going to head out on my own, set up my own business.

to move in a specified direction. heading towards something
Favoriten