Bürodaki çeşitli insanları taklit ederdi.
- She was mimicking the various people in our office.
O, sokaktaki kişilerin konuşma ve yürüyüşünü taklit etmeye başladı.
- He began to mimic the speech and gait of persons in the street.
İlk kez öğretmeni taklit ettim ve tüm öğrencileri güldürdüm.
- It was the first time I mimed the teacher and I made all the students laugh.
Başkan Bush'u taklit etmeyi seviyorum.
- I like to mime President Bush.
... You actually have to see the movement so you can mimic the ...