Tom bu tür bir şeyin tekrar olmamasını sağlamak için gücü dahilinde her şeyi yapacağını söyledi.
- Tom promised to do everything within his power to ensure that this kind of thing wouldn't happen again.
Bu tür hataların gelecekte olmamasını sağlamak için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to ensure that such mistakes do not occur in future.
Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.
- Make sure you turn everything off before you leave.
Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
- Before that, we had better make sure of the fact.
Ben zamandan emin olmak istiyorum.
- I'd like to make sure of the time.
Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti.
- Tom checked to make sure the gas was turned off.
When you leave, make sure you lock the door behind you.
... We need to make sure every blogger ...
... is what we are doing, and we've also got to make sure that in every walk of life we ...