to make or place at windows, to open

listen to the pronunciation of to make or place at windows, to open
Englisch - Türkisch

Definition von to make or place at windows, to open im Englisch Türkisch wörterbuch

window
pencere

Pencereler açık uyuma. - Don't sleep with the windows open.

Bana pencereyi açık bırakmamı söyledi. - He told me to leave the window open.

window
{i} cam

Dün camı kıran Tom idi. - It was Tom that broke the window yesterday.

Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı. - The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.

window
vitrin

Vitrindeki elbise gözüme takıldı. - The dress in the window caught my eye.

Yeni kürk mantolar vitrinde sergilendi. - The new fur coats were displayed in the window.

window
{f} pencerele

Oturma odamda geniş pencereler var. - My living room has wide windows.

Hava güzel olduğu zaman, Tom her zaman pencerelerini açık bıraktı. - When the weather was nice, Tom always left his windows open.

window
gösteriş
window
(Askeri) HAİL LEVHA: Bir radar karşı tedbiri olarak, frekans mesafesi şeritler halinde, genellikle uçaklardan bırakılan veya mermi ya da roketlerden fırlatılan ince madeni levha, tel veya çubuklar. Ayrıca bakınız: "chaff"
window
pencere,v.pencerele: n.pencere
window
göz boyama
window
{i} camekân
window
{i} radarı şaşırtmak için uçaktan saçılan mermi
Englisch - Englisch
{v} window
to make or place at windows, to open
Favoriten