to make full, satisfy, glut, surfeit, pour

listen to the pronunciation of to make full, satisfy, glut, surfeit, pour
Englisch - Türkisch

Definition von to make full, satisfy, glut, surfeit, pour im Englisch Türkisch wörterbuch

fill
doldurmak

Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın. - Then you just have to fill out this card.

Bu çukuru bir şeyle doldurmak zorundayız. - We've got to fill this hole with something.

fill
{i} dolduracak miktar
fill
yayılmak
fill
bürümek
fill
(Havacılık) atkı
fill
karşılamak
fill
yapmak
fill
doyurmak
fill
kaplamak
fill
{f} doldur

Kavanozları suyla doldur. - Fill the jars with water.

Bu vazoyu suyla doldurdu. - She filled this vase with water.

fill
icra etmek
fill
istiap haddi
fill
ek
fill
{f} şişmek
fill
(isim) dolduracak miktar, dolusu, doyma, doyumluk
fill
(fiil) doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek
fill
{f} dolmak
fill
hazırlamak dolumluk
Englisch - Englisch
{v} fill