to make foul; to sully; to tarnish

listen to the pronunciation of to make foul; to sully; to tarnish
Englisch - Türkisch

Definition von to make foul; to sully; to tarnish im Englisch Türkisch wörterbuch

darken
kararmak
darken
karar

Kıskançlık, Tom'un zihnini karartmaya başlıyor. - The jealousy is starting to darken Tom's mind.

Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı. - Suddenly, the clouds darkened the sky.

darken
karart

Hava duman tarafından karartıldı. - The air was darkened by the smoke.

Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı. - Suddenly, the clouds darkened the sky.

darken
{f} karartmak
darken
(Tekstil) koyulaştırmak (renk)
darken
{f} karıştırmak
darken
{f} koyulaştırmak
darken
{f} koyulaşmak
darken
{f} bulandırmak
darken
{f} anlaşılması zor hale getirmek
darken
{f} koyulaşmak, esmerleşmek
Englisch - Englisch
darken
to make foul; to sully; to tarnish
Favoriten