Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Pazartesi için neden bir toplantı düzenlemiyoruz?
- Why don't we set up a meeting for Monday.
Bir toplantı düzenleyeceğiz.
- We'll set up a meeting.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
M. Robespierre looked at me sideways and smiled and said to Madame, ‘You're a young lady after my own heart.’ This set her up for the day.