Çok fazla şey bekleme.
- Don't expect too much.
Otel beklentilerini karşıladı mı?
- Did that hotel meet your expectations?
Fadıl en kötüsünü beklemek ve planlamak zorundaydı.
- Fadil had to expect and plan for the worst.
Ara sıra bunun olmasını beklemek zorundasın.
- You have to expect that to happen once in a while.
Now, on Friday noon, I am to become a private citizen. I am proud to do so. I look forward to it.