to long; to yearn

listen to the pronunciation of to long; to yearn
Englisch - Türkisch

Definition von to long; to yearn im Englisch Türkisch wörterbuch

earn
kazanmak

Onlar para kazanmak istiyorlardı. - They wanted to earn money.

Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır. - Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny.

earn
{f} para kazanmak

Onlar para kazanmak istiyorlardı. - They wanted to earn money.

Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer. - America is a lovely place to be, if you are here to earn money.

earn
edinmek
earn
kazandır/kazan
earn
kazan

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın. - And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.

earn
{f} kazanmak; kazandırmak
earn
doğrultmak
earn
para kazandırmak
earn
kazanç elde etmek
earn
(Ticaret) (para) kazanmak
earn
{f} hak etmek
Englisch - Englisch
earn
to long; to yearn
Favoriten