Anne yemek için sofrayı hazırladı.
- Mother set the table for dinner.
Tom'un kötü sofra adabı vardır.
- Tom has bad table manners.
Bu tabloyu ortadan kaldır.
- Take this table away.
Tom tabloyu temizledi.
- Tom cleared the table.
Masanın üstünde hâlâ bir sürü yemek var.
- There are still a lot of dishes on the table.
O her zaman bir yemekten sonra masayı temizler.
- She always clears the table after a meal.