Englisch - Türkisch
Definition von to limit, confine, stint, bound, tie im Englisch Türkisch wörterbuch
- restrict
- sınırlamak
- restrict
- {f} kısıtlamak
- restrict
- restrictivekısıtlayıcı
- restrict
- sınırla
Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
-Restrictive practices can be damaging for industries.
Kataloğumuzda bulunanlara göre lütfen siparişlerinizi sınırlayın.
-Please restrict your orders to what is in our catalog.
- restrict
- kısıtla
Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.
-They decided to abolish the old restriction.
Polis yola girişi kısıtladı.
-The police restricted access to the road.
- restrict
- sınırlandırma
- restrict
- kayıtlamak
- restrict
- sınırlandırmak
- restrict
- daraltmak
- restrict
- kısltlamak
- restrict
- {f} sınırlama getirmek
- restrict
- bağlamak
- restrict
- (fiil) sınırlamak, kısıtlamak, tahdit etmek, sınırlama getirmek
- restrict
- bağlayıcı
- restrict
- sınırlayıcı
Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
-Restrictive practices can be damaging for industries.
- restrict
- elini bağlamak
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to limit, confine, stint, bound, tie im Englisch Englisch wörterbuch
- {v} restrict
to limit, confine, stint, bound, tie
Aussprache
Resimler
Historie
Favoriten