Polisler binayı çevirdi.
- The police have surrounded the building.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
- I see that I am surrounded by hostile faces.
Askerler köyü kuşattı.
- The soldiers surrounded the village.
Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.
- An old man sat surrounded by his grandchildren.
İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
- The English language surrounds us like a sea.
Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.
- Most castles have a moat surrounding them.
Çevreleyen tepeler kasabayı korudu.
- The surrounding hills protected the town.