to leave at a distance; to outpace, leave behind

listen to the pronunciation of to leave at a distance; to outpace, leave behind
Englisch - Türkisch

Definition von to leave at a distance; to outpace, leave behind im Englisch Türkisch wörterbuch

distance
uzaklık

Bunu uygun bir uzaklıktan sakince gözlemledi. - He observed this calmly, from a comfortable distance.

Bilimciler gezegenler arasındaki uzaklıkları kolayca hesaplayabilir. - Scientists can easily compute the distance between planets.

distance
mesafe

Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir. - The school is within walking distance of my house.

Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir. - A lightyear is the distance that light travels in one year.

distance
{f} uzakta tutmak
distance
a good distance off epeyce uzakta
distance
iki nokta arasındaki mesafe
distance
soğukluk
distance
uzak bir yerde
distance
{i} uzaklık, mesafe, ara
distance
{f} geçmek
distance
müddet
distance
(Tıp) Zaman aralığı, iki olay arasında geçen müddet
distance
{i} açıklık
distance
(isim) uzaklık, uzak olma, açıklık; mesafe, ara, araya mesafe koyma; soğukluk
distance
menzil
distance
(Tıp) Mesae, uzaklık, iki nokta arasındaki mesafe
distance
buut
distance
{i} araya mesafe koyma
Englisch - Englisch
distance

Then the horse, with muscles strong as steel, distanced the sound.

to leave at a distance; to outpace, leave behind
Favoriten