to know; to understand

listen to the pronunciation of to know; to understand
Englisch - Türkisch

Definition von to know; to understand im Englisch Türkisch wörterbuch

skill
{i} beceriklilik
skill
(Askeri) YETENEK, BECERİ, MELEKE, USTALIK
skill
vasıf
skill
el alışkanlığı
skill
hüner
skill
marifet
skill
beceri

Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir. - This course teaches basic skills in First Aid.

Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi. - He developed his English skill while he was in America.

skill
kesp
skill
ustalık

Aleti ustalıkla idare etti. - He handled the tool skillfully.

skill
{i} kabiliyet
skill
{i} maharet

Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı. - A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.

skill
{i} yetenek

Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler. - Students should develop their reading skills.

Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir. - Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.

Englisch - Englisch
skill
to know; to understand
Favoriten