to keep on the stretch, as a bow

listen to the pronunciation of to keep on the stretch, as a bow
Englisch - Türkisch

Definition von to keep on the stretch, as a bow im Englisch Türkisch wörterbuch

torture
{i} eziyet
torture
işkence

Kız arkadaşını başka bir adamla görmesi işkenceydi. - It was torture for him to see his girlfriend with another man.

O, işkence acısı altında bile bilgileri açıklamadı. - He didn't divulge the information, not even under pain of torture.

torture
{f} işkence etmek/yapmak
torture
{i} ızdırap
torture
ıstırap
torture
tazip etmek
torture
işkence yapmak

ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır. - In the U.S., it is illegal to torture people in order to get information from them.

Sami ona yaptıklarından dolayı Leyla'ya işkence yapmak istedi. - Sami wanted to torture Layla for what she did to him.

torture
işkence yapma

Sami ona yaptıklarından dolayı Leyla'ya işkence yapmak istedi. - Sami wanted to torture Layla for what she did to him.

ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır. - In the U.S., it is illegal to torture people in order to get information from them.

torture
{f} işkence et

Onlar, tutukluya önce işkence ettiler ve sonra onu öldürdüler. - They tortured the prisoner first and then killed him.

Bir makuma işkence ettin. - You tortured a prisoner.

torture
işkence etmek

Leyla, Sami'ye işkence etmek istedi. - Layla wanted to torture Sami.

torture
elem
torture
işkence yap

Patron eleştirisiyle işçilere işkence yaptı. - The boss tortured the workers with his criticism.

ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır. - In the U.S., it is illegal to torture people in order to get information from them.

torture
azap
torture
{f} çektirmek
torture
{f} çarpıtmak
torture
biçimini bozmak
torture
azap vermek
Englisch - Englisch
torture
to keep on the stretch, as a bow
Favoriten