to jam, hit, or bump, especially a toe

listen to the pronunciation of to jam, hit, or bump, especially a toe
Englisch - Türkisch

Definition von to jam, hit, or bump, especially a toe im Englisch Türkisch wörterbuch

stub
tıknaz
stub
kalan kök (ağaç)
stub
kalıntı
stub
{f} bastırıp söndürmek (sigara)
stub
sigara izmariti
stub
kütük
stub
{f} çarp

Hırsız ayak parmağını kapıya çarparak incitti. - The thief stubbed his toe on the door.

stub
(isim) kesilen ağacın kalan kütüğü, kalan kök (ağaç vb.), izmarit, kalem artığı, koçan
stub
dip koçanı
stub
{f} kökünden sökmek (ağaç)
stub
küt uçlu şey
stub
{i} kalem artığı
stub
kurşun kalemin kullanıldıktan sonra kalan parçası
stub
kesilmiş ağaç gövdesi
stub
{i} koçan
stub
(fiil) köklerden temizlemek, kökünden sökmek (ağaç), taşa çarpmak, vurmak, bastırıp söndürmek (sigara)
stub
kısa
stub
kullanılmış bir şeyden kalan parça: cigarette stub sigara izmariti. candle stub kısacık mum parçası. pencil stub kısacık kurşunkalem. 2
stub
{i} 1. kullanılmış bir şeyden kalan parça: cigarette stub sigara izmariti. candle stub kısacık mum parçası. pencil stub kısacık kurşunkalem. 2
stub
stubbygüdük
Englisch - Englisch
stub

I stubbed my toe trying to find the light switch in the dark.

to jam, hit, or bump, especially a toe
Favoriten