Englisch - Türkisch
Definition von to issue (something) in large quantities im Englisch Türkisch wörterbuch
- rain
- yağmur yağmak
- rain
- {f} yağmur gibi boşanmak
- rain
- {i} rahmet
- rain
- {f} yağmur yağ
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
-If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
Bence yarın yağmur yağmayacak.
-I think it won't rain tomorrow.
- rain
- (yağmur) yağmak
- rain
- yağmur gibi yağmak
- rain
- yağmuruna tutmak
- rain
- yağmur
Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
-I was caught in the rain on my way home.
Bence yarın yağmur yağmayacak.
-I think it won't rain tomorrow.
- rain
- yağdırmak
Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
-How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
- rain
- rain barrel yağmur fıçısı
- rain
- rain belt yağmur bölgesi
- rain
- f yağmur
- rain
- (fiil) yağmur yağmak, yağmak, yağdırmak, yağmuruna tutmak, şakır şakır akmak
- rain
- {f} şakır şakır akmak
- rain
- rain check ertelenmiş maç için seyirciye verilen yeni bile
- rain
- yağmur gibi yağdırmak
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to issue (something) in large quantities im Englisch Englisch wörterbuch
- rain
The boxer rained punches on his opponent's head.
to issue (something) in large quantities
Silbentrennung
to is·sue (something) in large quantitiesAussprache
Resimler
Favoriten