Tom ona özel ders vermemi istiyor.
- Tom wants me to coach him.
Antrenör Bob'ı iyi bir oyuncu olarak düşünüyor.
- The coach considers Bob a good player.
İyi bir antrenör bu takımı eğitir.
- A good coach trains this team.
Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
- My driving instructor says I should be more patient.
Hikaye hem ilginç hem de öğretici.
- The story is at once interesting and instructive.
İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
- I use animals to instruct people.
Benim koç günde 6000 kalori yer.
- My coach eats 6,000 calories a day.
Ben bir koç çalıştırmak istiyorum.
- I wanted to hire a coach.
O, posta arabasını soydu.
- He robbed the mail coach.
Ben bir koç çalıştırmak istiyorum.
- I wanted to hire a coach.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
- You may as well know that I am a strict instructor.
Tom'da iyi bir eğitmen.
- Tom is also a good instructor.
Listen carefully when someone instructs you to assemble.