Tom ona özel ders vermemi istiyor.
- Tom wants me to coach him.
Antrenör Bob'ı iyi bir oyuncu olarak düşünüyor.
- The coach considers Bob a good player.
Antrenör bana bazı tavsiyeler verdi.
- The coach gave me some advice.
Hikaye hem ilginç hem de öğretici.
- The story is at once interesting and instructive.
Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
- This book is both interesting and instructive.
İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
- I use animals to instruct people.
İyi bir koç oyuncularına bir baba gibidir.
- A good coach is like a father to his players.
Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.
- The coach called off the game because many of the players were down with the flu.
O, posta arabasını soydu.
- He robbed the mail coach.
Ben bir koç çalıştırmak istiyorum.
- I wanted to hire a coach.
O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.
- She worked as an aerobics instructor in her twenties.
Tom iyi bir eğitmendir.
- Tom is a good instructor.
Listen carefully when someone instructs you to assemble.