O, ayakkabılarını giymek için durdu.
- He stopped to put on his shoes.
Kimono giymek bir Japon için bile çok zordur.
- It's very difficult even for a Japanese to put on a kimono.
O kazağını ters yüz giydi.
- He put on his sweater wrong side out.
Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
- Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.
I'll put on some coffee for everybody.